Üçüncü Yüzyıl Pers Topraklarında Kilise Yaşamı

  Bu dönemde yazılmış bir kitap, Süryanice Didascalia Apostolorum (Elçilerin Öğretişleri), Roma Pers sınırında Doğunun Batı ile buluştuğu yerde, ‘yeni ırktan Hıristiyanlar’ın’ nasıl biraraya gelip tapındıkları ve ilişkilerini düzenledikleri hakkında en eski ayrıntılı anlatımlara yer vermektedir. Günümüze kalmış en eski kilise elkitabıdır ve Edessa ve Antakya arasında 225-250 yılları arasında yaşamış, büyük olasılıkla Yahudi olan…

Eski Antlaşma’da Vaat Edilmiş Topraklar

  Vaat edilmiş topraklara ilişkin anlatılar, Yaratılış 1-2’de başlar. ‘The Temple and the Church’s Mission’ adlı kitapta Aden bahçesinin ‘tapınak’, Adem’in ise ‘başkahin’ olduğu anlatılır. Antik dünyada tapınaklara tanrılara ait simgeler yerleştirilirdi. Adem, Cennet tapınağına yerleştirilen ilk imgeydi. Görevi, soyuyla birlikte yeryüzünün tümüne egemen olmasıydı (Yar. 1:26-28). Adem ve onun soyu, Tanrı’nın görkeminin tüm dünyada…

Bir Kilise Antlaşma Örneği

  Kilise Antlaşma Örneği – 1 İlahi Lütuf tarafından, tövbeye ve Rab İsa Mesih’e iman edip O’na teslim olmaya getirilmiş olarak ve iman ikrarımız üzerine Baba, Oğul, ve Kutsal Ruh adına vaftiz edilmiş olarak, şimdi O’nun yüce yardımına bel bağlıyor ve ciddiyet ve sevinçle birbirimizle olan antlaşmamızı yeniliyoruz. Esenlik bağı içinde Ruh’un birliği için çalışacağız ve…

Kiliseye Katılmak, Tanrı’nın Buyruğudur

  Son yirmi beş yılda gerçekleşen endişe verici gelişmelerden biri, genç yetişkinlerin kiliseden uzaklaşmasıdır. Kilisede büyüyen, ebeveynleriyle birlikte ibadet hizmetlerine katılan ve gençlik gruplarına üye olan yetişkinlerin bile yüzde 70’i kiliseden uzaklaşma eğiliminde. Bunun birçok nedeni olabilir. Öncelikle, üniversiteye gitmek için evlerinden ayrılan gençler kendilerini rahat hissedecekleri bir kilise bulmakta zorlanabilir. Ayrıca kampüs ortamı, manevi…

Kilise Tarihinin Babası Eusebius Kimdir?

  Birçok kişi Sezareli Eusebius’u, ‘Kilise Tarihinin Babası’ olarak tanımaktadır. Ancak erken kilise dönemi tarihçisi Robert M. Grant, şu soruyu sordu: ‘‘Kilise Tarihinin Babası, tarih mi yazdı?’’ Yahudi tarihçi Doron Mendels, Eusebius’un Kilise Tarihi’ni bir ‘medya devrimi’ olarak tanımlamaktadır. Başka bir yazar ise Eusebius’un ‘bir tarihçiden ziyade bilgi aracısı’ olduğunu belirtir. İmparator I. Konstantin’i ‘Tanrı’nın…

İkinci İznik Konsili

  İkinci İznik Konsili‘nin merkezinde yer alan konu, ikonların doğası ve Kilise’deki yerleriyle ilgilidir. 8.yüzyıl Bizans dünyası ikona kırıcılar ve ikona destekçileri olmak üzere ikiye bölünmüştü. Bizans’taki bu olayların nasıl patlak verdiğini anlamak istiyorsak, bu dönemin yaşanmasına neden olan tarihsel süreci anlamamız önemlidir. İkonaların kökeni, M.S. 200’lü yılların başında yeşeren Hristiyan sanatıdır. Bu tarihten önce…

Üçüncü Konstantinopolis Konsili

  Justinianos’un teşvikiyle düzenlenen bir önceki konsil, Kalkedoncuların ve Monofizitçilerin arasındaki ayrılığı sona erdirememişti. Gün geçtikçe bu görüş ayrılığı İmparatorları daha fazla sıkıntıya sokuyordu. Justinianos’dan sonra, Batı ve Doğu kiliselerini barıştırma çabaları İmparator Herakleios altında devam etti. Konstantinopolis Patriği Sergius bu birleşmeyi gerçekleştirmek için, teolojik altyapıyı sağlayan kişi olacaktı. Sergius Kalkedoncu ve Miyafizit görüşlerinin arasında…

İkinci Konstantinopolis Konsili

  Kalkedon Konsilin’deki anlaşılmazlıklar, kilisenin bölünmesine neden olmuştu. Bir tarafta Batı kiliseleri, İsa’nın Tanrısal ve insansal doğalarını, Kalkedon’daki amentüye göre tanımlıyordu. Diğer tarafta ise, Doğu Monofizitçi kiliseler bu amentüyü reddedip, Kirilios’un (μία φύσις, “mia physis”- tek esas/doğa) formülünü kullanıyorlardı. Bizans imparatorları için en korkutucu şey, ilahiyatçıların bir konuda uzlaşamamasıydı. “Tek Tanrı- Tek İmparator- Tek İmparatorluk-…

Kalkedon Konsili

  Patrik Kirilios’un ölümünden iki sene sonra, (M.S. 444) Efthikes adındaki bir rahip, Nesturî öğretişlerinin Konstantinopolis’te yayılmasını önlemek isterken, yeni bir öğretiş yaymaya başladı. Efthikes’e göre; Mesih İsa’nın ilahi ve insan doğaları kaynaşmıştı. Yani Mesih İsa’nın iki doğası değil, tek doğası (φύσις, physis) vardı ve bu tek doğada Tanrısal doğa insani doğayı bir nevi yutmaktaydı.…

Efes Konsili

  5.yüzyıla girdiğimizde, Hristiyan dünyasında iki önemli ilahiyat ekolü baş gösteriyordu. Biri İskenderiye merkezli olup, Kutsal Kitap’ı daha çok mecazi bir biçimde yorumluyordu ve İsa’nın ilahi doğasını vurguluyordu. Diğeri Antakya merkezli olup, Kutsal Kitap’ı daha kelime kelimesine yorumluyordu ve İsa’nın insani doğasını vurguluyordu. Bu iki ekol sürekli gayriresmi bir rekabet içerisindeydi. M.S. 428 yılında, Antakya…