”Ben dünyaya ateş yağdırmaya geldim. Keşke bu ateş daha şimdiden alevlenmiş olsaydı! Katlanmam gereken bir vaftiz var. Bu vaftiz gerçekleşinceye dek nasıl da sıkıntı çekiyorum! Yeryüzüne barış getirmeye mi geldiğimi sanıyorsunuz? Size hayır diyorum, ayrılık getirmeye geldim. Bundan böyle bir evde beş kişi, ikiye karşı üç, üçe karşı iki bölünmüş olacak. Baba oğluna karşı, oğul babasına karşı, anne kızına karşı, kız annesine karşı, kaynana gelinine karşı, gelin kaynanasına karşı olacaktır’’ (Luka 12:49-53)
Öğrencilerin sadakati ve itaati, İsa’nın dünyaya geliş amacını izler. Dünyaya ateş yağdırmaya geldiğini söyleyen İsa Mesih, bu sözüyle yargıya atıfta bulunmaktadır. Eski Antlaşma’da ateş, yargıyı gösterir. Örneğin, Yeremya’nın sözleri insanları yakıp yok eden bir ateş gibidir (Yer. 5:14; 23:29). Amos 5:6 ise şöyle der: ‘‘RAB’be yönelin, yaşarsınız, yoksa Yusuf soyunda bir ateş gibi parlar, Beytel’i yakıp yok eder. Yangını söndürecek kimse çıkmaz.’’ Ateşe, aynı zamanda Kutsal Ruh’un işlerinde de yer verilir (Elç.2:3). Yeşaya 4:4’e göre ateş hem temizler hem de arındırır.
İsa, daha sonraki ayetlerde ise ölümünü ve dirilişini, işinin tamamlanması olarak öngörmektedir. Yargı günü hemen gelmeyecek. Yargı ve kurtuluş, İsa’nın yeryüzündeki işi tamamlandığında gerçekleşecektir.
İsa, Birleştirmek İçin Geldi
Vaftiz, çarmıha yani İsa’nın kurtuluş planına ve yargı gününe atıfta bulunur. Bu bağlamda, Yaratılış 6-9’da günahların çoğalması nedeniyle gerçekleşen Nuh Tufanı’nı hatırlayabiliriz.
İsa vaftiziyle ölüme atıfta bulunmaktadır. Yeruşalim’e yaptığı yolculuk sırasında yargı gününü hatırlattı. İsa, halkının iyiliği için Tanrı’nın gazabını üstlenmeye razı oldu. Vaftiziyle Tanrı’nın kurtuluş planı gerçekleşmiş oldu. İsa Mesih, barış getirmeye geldi, ancak ikinci gelişinde sadece barış getirmeyecek. İkinci gelişiyle hem barış hem de ayrılık, hem birlik hem de çatışma, hem sevinç hem de çekişme hâkim olacak. Rab’bin hoşnut kaldığı insanlar esenliğe sahip olacak. Bazıları ise Mesih’e karşı çıkacak. Yahudilerin çoğu Mesih geldiğinde kendilerini koşulsuz kabul edeceğini düşündü. Ancak gerçek daha karmaşık ve ayrıntılıydı. İnsanlar arasında ayrılık yaşanmadan Göksel Egemenlik gelmeyecek.
Bu ayrılık aileleri de etkileyecek. Babalar oğullarla, kızlar annelerle, gelinler kaynanalarla anlaşamayacak. Mika 7:6 bu gerçeğe vurgu yapıyor: ‘‘Oğul babasına saygısızlık ediyor, Kız annesine, gelin kaynanasına karşı geliyor. İnsanın düşmanı kendi ev halkıdır.’’ Mika, aynı zamanda düşmanların Tanrı’nın halkına eziyet etmeye devam edeceğini öne sürüyor. Yargı, hemen veya aniden gelmeyecek.
İsa, Ayrılık Getirmeye Geldi
Hristiyanların birçoğu İsa’nın barış ve düzen getirmek için geldiğini düşünüyor. Kesinlikle doğru, ancak sadece bunun için gelmedi. İsa, aynı zamanda ayrılık getirmek için geldi. Aile üyelerimiz Mesih karşıtı ise, karar vermeliyiz: İsa’nın yanında mı, yoksa ailemizin yanında mı duracağımızı seçmemiz gerekiyor. Mesih karşıtı olanların yanında durmamız, İsa’nın karşısında duruyoruz anlamına gelir.
Rab lütfedendir, İsa’yı tanımaktan daha güzel bir şey yoktur. Ailemiz çok değerli ve önemlidir. Ancak yüreğimizin merkezinde İsa’ya yer vermeliyiz.
KAYNAKÇA: https://equip.sbts.edu/article/did-jesus-come-to-bring-peace-or-a-sword/